Kırmızı ışıklar


Ödüllü yönetmen Rodrigo Cortes'in son filmi Red Lights(Kırmızı Işıklar) Robert De Niro, Sigourney Weaver ve Cillian Murphy gibi birbiriyle alakasız görünen güçlü oyuncuları bir araya getiriyor.

Bir üniversitenin psikoloji bölümünde öğretim üyesi olan Margaret Matheson ve asistanı Tom Buckley, ruh çağırma, psişik güçler, telepati vb. metafizik olarak tanımlanan olayları araştırarak, bu gibi olayların insan eliyle gerçekleştiğini kanıtlamaktadırlar.Kendisinin şarlatan olduğuna inanan bir fizikçinin gösterilerinden birinde ölmesiyle ortadan kaybolan Medyum Simon Silver 30 yıl sonra geri gelir. Tom, Margaret'ın tüm ısrarlarına rağmen Silver'ın da peşine düşer.Ancak işler umduğu gibi gitmeyecektir.

Yine bir gerilim olan Buried(Gömülmüş) ile  2011'de İspanya Sinema Yazarları Birliği en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi kurgu ödüllerine layık görülen Cortes,Red Lights ile bilim ve dini(inancı) çarpıştırıyor.

Bilim ve din kavgası Katolik kilisesinin Galileo'yu köşeye sıkıştırması,Darwin'i hain ilan etmesi, Stefan Hawking'e Big Bang'den öncesini karıştırmamasını öğütlemesiyle yüzyıllara damgasını vurmuştu.

Şimdilerde Cern deneyleri ve anti maddenin keşfedilmesiyle alevlenen tartışmalar Hollywood gibi sermayeyi ve yandaşlarını destekleyen piyasalar için bulunmaz kaftan. Özellikle de insanların bilinçaltında şüphe yaratmak isteyen 'dinler ve inanç sistemleri olmasa dünya başımıza yıkılır, kaplumbağa'nın altında kalırız Alimallah' diye dövünen  kesim için herşey güllük gülistanlık. Bütün bunlar da olmasa insanların paralarını ceplerinden nasıl araklarız diye düşünmek,belki de yaratıcı aşırma yöntemleri geliştirmek zorunda kalacaklar çünkü.

Medyum,yani nam-ı diğer Simon Silver da hurafesever vatandaşların ceplerini boşaltıp kendine büyük servet edinen düzenbaz bir girişimci.Bir nevi kobi desek hiç de abartmış olmayız.İnsanı kendisinden şüphe ettirecek hilelerle dalaverelere gönül vermiş bu arkadaş  deyim yerindeyse baltayı taşa vuruyor. Nasıl mı? Filmin sonunda seyirciye uyuşturucu iğne enjekte etmek üzere tasarlanmış Tom karakteriyle dalaşarak.Sen misin bana kafa tutan? Rüzgarla geldin üf püf derim gönderirim seni diyor bu 'gerçek' medyum Silver'a.Üç domuzcuk hikayesindeki gibi artık telepatik kinetik veya psişik bir yele kapılan Silver "aaaaa bunu nasıl yaptın" bunu nasıl yaptın bunu nasıl yaptın diye papağana dönüyor esas oğlanın karşısında.

O ana kadar filmde vuku bulan her nevi alameti farikayı De Niro'dan bilmeye şartlandırılıyoruz.Özellikle de yatağında yatarken kendini tavandan bir karış aşağıda kendine bakarken gören Tom'un başına gelenleri.Bunu nasıl yaptın patlamasından sonra anlaşılıyor ki asıl erdem sahibi ermiş Tom kardeşimizmiş. Aman ne güzel ne güzel.Meğerse zındık Margaret Tom'a bakıp yüce Rabbin dünyaya indirdiği bu nimeti takdir etmekten acizmiş.Tuuu utanmaz!

Efendim, Robert De Niro karizmasından hiç ödün vermiyor. Çok süper kör rolü yapıyor.Weaver Alien serisinden bu yana oldukça yaşlanmış yüzündeki çizgileri say say bitiremiyoruz.Bütün oyuncular döktürüyor ancak film zayıf not alıyor.10 üzerinden 6 diyelim. Tatlıya bağlayalım hadi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar