Cadılar neden süpürge kullanır?

Süpürmeye asla aynı gözle bakamayacaksınız
Her şey ekmekle başladı.

Orta Çağ ve Rönesans Avrupa’sında ekmek büyük ölçüde çavdarla yapılırdı. Çavdar ve benzeri bitkiler, çavdar mahmuzu (ergot alkaloidi) adı verilen bir çeşit mantar taşıyabilirler, ve bu mantar güçlü bir halüsinojen olabilir. 14. ve 17. yy dan kayıtlar, Avrupalıların “dans çılgınlığı” ndan mustarip olduklarından, bazı grupların sokaklarda dans edip saçma sapan konuştuklarından, sinirden köpürdüklerinden ve sonunda yorgunluktan yığılıp kaldıklarından bahseder. "Çılgınlığı" (maniyi) tecrübe edenler, daha sonra ona eşlik eden vahşi vizyonları tarif eder. (20. yy da Albert Hofmann, ergot konusunda çalışırken LSD’nin psikedelik etkisini fark edecektir.) 
17. yy’ dan tahta bir “uçuşa” hazırlanan cadı oyması. (Wellcome Enstitüsü, Londra, John Mann)
Böylece insanlar, alışkanlık haline getirdikleri üzere, bu bilgiyi uyarlayarak, ergot’u var sanısal amaçlar için ehlileştirmenin (etkisini azaltmanın) yollarını buldular. Ve keza, diğer bitkilerle de deney yaptılar. Forbes’dan David Kroll, Atropa belladonna (Güzel avrat otu), Hyoscyamus niger (Ban otu), Mandragora officinarum (Adamotu), Datura stramonium (Şeytan elması, tatula, boru çiçeği) gibi bitkilerin de halüsinojen kimyasallar içerdiğine dikkat çekiyor. 16.yy da bir İspanyol engizisyonu hekimi olan Andrés de Laguna notlarında, büyücülükle suçlanan bir çiftin evinden Baldıran otu, güzel avrat otu, ban otu ve adamotundan oluşan yeşil bir merhem (macun) çıktığını iddia ediyordu.           
Peki süpürgeler bu manzaranın neresinde? Bu erken uyuşturucu kullanıcılarının halüsinasyonlarını elde etmek için merhem kıvamında hamurları basitçe içmekten (midede saklamaktan) biraz daha karmaşık bir dağıtım yöntemine ihtiyaçları vardı. Bu geleneksel halüsinojen maddeler tüketildiklerinde, mide bulantısı, kusma ve cilt tahrişi gibi rahatsızlıklara sebep olabilirdi. İnsanların fark ettikleri şey ise, bu maddeleri cilt emilimiyle almanın nahoş yan etkilere neden olmayan halüsinasyonlar yarattığıydı. Ve vücutta emilime en açık olan bölgeler, koltuk altı ter bezleri ve genital organların mukus zarlarıydı.
Dolayısıyla insanlar, gelişmekte olan farmakolojik bilgilerini ilaçla doldurulmuş ekmekler üretmek için kullandılar -yani, "cadı mayaları (terkip) ". Ve bu kurnaz sanrıcılar, merhemleri maksimum tesirli olarak dağıtmak için ev ortamından bir teknolojiyi ödünç aldılar: süpürge. Özellikle de süpürge sapı. Ve sonra...fikri kaptınız.
M. J. Harner'ın Halüsinojenler ve Şamanizm kitabından, Alastair McIntosh

1324 yılında bir büyücülük soruşturmasından: 

Kadının dolabını alt üst ederken bir merhem çubuğu buldular; iyi ve kötü günler boyunca dört nala koştuğu sallana sallana yürüdüğü değneği bununla yağlıyordu.   

Ve işte Jordanes de Bergamo, 15. yüzyılda yazıyor:

Halk arasında var olan bir inanca göre, ki cadılar da bunu itiraf etmiştir; belli günlerde ve gecelerde bir değneği yağlayarak kutsuyor; sonra da ona binerek önceden kararlaştırılmış bir yere gidiyor; burada kol altlarını ve diğer kıllı yerlerini yağlayarak kutsuyorlarmış.

Bu süpürgeleri açıklıyor. Peki uçmaktan ne haber?
Bağlantının bir kısmı, süpürgelerin pagan ritüellerindeki yeriyle ilgili olabilir. Bir araç olarak süpürge, hem “maskülen enerjileri (fallik sap) ve hem de dişil enerjileri (süpürge kılları) dengelediği düşünülen bir nesneydi —bu da neden evlilik törenlerinde sıklıkla, sembolik olarak kullanıldığını açıklıyor. Fakat buradaki daha muhtemel bir bağlantı, “cadı mayası” kullananların pratik bir anlamda, merhem yüklü süpürge saplarını kafayı bulmak için kullandıkları gerçeğidir. Süpürgelerini temelde “uçmak” (uyuşturucu madde etkisinde esrimek) için kullanıyorlardı.       

Gustav Schenk, 1966'da tropan alkaloid zehirlenmesinin etkilerini şöyle açıkladı:

Dişlerim kenetlendi ve sersemletici bir öfke beni ele geçirdi... fakat aynı zamanda biliyorum ki ayaklarımın hafiflediği, genişlediğim ve vücudumdan ayrıldığıma dair delice bir duyguyla bağlantılı acayip bir mutluluk hissi içime işledi. Vücudumun her parçası kendi başına hareket ediyormuş gibi görünüyordu ve parçalara ayrıldığım hissiyle korkuya kapıldım. Aynı anda, sarhoş edici bir uçma hissini deneyimliyordum. Halüsinasyonlarımın— bulutlar, alçalan gökyüzü, canavar sürüleri, düşen yapraklar, parıldayan buhar akarları ve erimiş metalden nehirler— girdabına kapılıp havada süzüldüm durdum.

Yani çavdardan uçan süpürgelere her şey bunlardan ibaret.

Ancak elbette, kültürel düş gücündeki “cadılar”ın büyücülükle suçlanmaları için mutlaka başka bir amaca adapte edilmiş temizlik malzemelerine ihtiyaç yoktu. 1976’da Linnda Caporael, 17.yy sonlarında Massachusetts ‘in çavdar mahmuzu salgınının bihaber kurbanı olduğunu öne süren bir çalışma sundu. Çalışmaları süregelen tartışmalara konu olmasına rağmen, kendisinden sonraki araştırmacılar tarafından doğrulandı: 1692’de Massachusetts’de “cadı mayası”na katkıda bulunan bir mantar salgını görülmüş olması kuvvetle muhtemeldir.       
Peki, salgının merkez üstü neresiydi? Tabii ki, Salem...

Yazar:MEGAN GARBER
Çeviri: Zeynep Şenel Gencer
Kaynak: https://www.theatlantic.com/technology/archive/2013/10/why-do-witches-ride-brooms-nsfw/281037/

Yorumlar

Popüler Yayınlar