Derin Kırmızı












Dario Argento “Suspiria”’nın— en çok tanınan filmi ve bu sonbaharda Luca Guadagnino'nun çok heyecanlı yeniden yapımı için ilham kaynağı oldu— yönetmen koltuğuna oturmadan önce 1975 yapımı bir giallo başyapıtı olan ve İtalyan korku sinemasının öncü auteurü olarak ününü güvence altına almasını sağlayan ”Deep Red” i çekmişti. Filmde, Michelangelo Antonioni’nin “Blow Up” ında Vanessa Redgrave ile başrolü paylaştıktan neredeyse on yıl sonra, bu kez başka bir şaşkın ve işsiz sanatçıyı, ünlü bir psişiğin cinayetine şahit olduktan sonra ölümcül bir saplantıya kapılan Marcus Daly adında bir piyanisti canlandıran David Hemmings rol alıyor. Tüyler ürpertici bir kedi fare oyununa kalkışan Daly, balta kullanan bir psikopat piyanistin peşisıra amatör dedektifin yörüngesine girecek kadar bahtsız olan herkesi bertaraf ederken katilin kimliğine dair ipuçları aramaya başlıyor. Kuşkusuz, ipuçları çoğaldıkça cesetler de çoğalıyor. 

Kısa bir süre önce filmi çok fazla belirsiz kırmızı hatıralarla yeniden izledim. Ancak beni büyüleyen şey, aşırı doymuş kan rengi tonlardan ve siyah sürmeli kan çanağı gözlerden çok daha fazlasıydı. Deep Red ”Argento’nun baştan çıkarıcı sanatının tüm boyutlarını gözler önüne seriyor. Filmin göz alıcı medyum, züppe ve sanatçı koleksiyonu imalı bir şekilde, seksten bahsedermiş gibi cinayeti tartışıyorlar. Ve gerçekten de, seksten bahsetmiyorlar mıydı? Dramatik yakın çekimler ve kafa karıştırıcı kamera açıları ile fetişize edilmiş şiddeti ön koltuktan izliyoruz. Kamera siyah deri sürücü eldivenleri, onların giyilmek üzere açılmış metalik fermuarları üzerinde oyalanırken izliyoruz; sonra , sonra bu eldivenlerin birinin sırtına bıçak sapladığını görüyoruz.

Ancak film sadece basit bir cinayet-seks metaforundan ibaret değil— ne de olsa bu bir giallo. Argento, saçma ve rahatsız edici arasındaki çizgide gidip gelen abartılı korku içinde eğleniyor. Kampın takdiri ile ödüllendirilen katil, kurbanları gramofon ninnileri ve tavandan parti ışıkları gibi sarkan çizgili kombinezonlarla iğneliyor. Bu yapmacık tavırlar, temanın yüzeyinin altında saklanan çok da ince olmayan ipuçlarıdır; ve Hemmings, vurdumduymazlığının ona travmanın nasıl bir katil yaratabileceğini anlayamama ayrıcalığını verdiği bir sanat sineması anti-kahramanı olarak mükemmeldir.

Yazar: Elaina Patton
Çeviri: Zeynep Şenel Gencer
Kaynak: https://www.newyorker.com/recommends/watch/deep-red

Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye İngilizceden turkuazsemalar.blogspot.com tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlali söz konusu olduğunda; turkuazsemalar.blogspot.com, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve turkuazsemalar.blogspot.com’un editöryal politikasını yansıtmayabilir.


Yorumlar

Popüler Yayınlar