Yukarı Bak: Hayat Hiç Bitmeyen Bir Maceradır

“Toy Story” (Oyuncak Hikâyesi) ile başlayan uzun metraj animasyon geleneğini “Bir Böceğin Yaşamı” ,”Sevimli Canavarlar” ve “Kayıp Balık Nemo” ile sürdüren Pixar, başarılı olmasını yaratıcılıkla çizilmiş karakterlere ve dikkatle oluşturulmuş hikâyelere borçlu.

Yedinci sanatın tüm nimetlerinden faydalanan film, 1920’lerin sessiz filmlerini andıran siyah-beyaz görüntüleri, kadrajı kaplayan 35’lik artıkları, eski geçiş teknikleriyle dolu kurgusuyla dikkat çekiyor.


Carl ve Ellie

Film, Carl Fredricksen karakterinin çocukluğundan başlayarak tüm hayatına odaklanıyor. Carl, Charles Muntz adlı zepliniyle gezen maceracı bir kâşife hayrandır. Sinemada izlediği macera dolu şovlardan etkilenerek bir gün kendisi de büyük maceralar yaşamak istemektedir. Muntz’un sahte bir keşif yapmakla suçlanması Ulusal Kâşifler Topluluğu’ndan çıkarılmasına neden olur. Carl ise Ellie adlı arkadaşı ile birlikte Muntz’un yolundan gitmek istemektedir.  Yıllar geçer ve çok iyi arkadaş olan Carl ve Ellie evlenirler. İkisi de Güney Amerika’daki Paradise Falls’a gitme hayali kurmaktadır. Planları bir türlü gerçekleşemez ve Ellie ölür.

Eşini kaybeden Carl büyük bir üzüntü içinde yaşamaya başlar. Eskiden yemyeşil çayırların ve ağaçların ortasında duran evi, artık giderek büyüyen ve gökdelenlere bürünen bir şehrin ortasında sıkışmıştır. Carl, eşinin hatıralarıyla dolu hayatının en güzel yıllarını geçirdiği evini satmaya zorlanır. Bir balon satıcısı olan Carl, elindeki helyumlu balonları kullanarak evini zeplin benzeri bir araca çevirir.

Kıdemli vahşi doğa kâşifi olmak isteyen Russell adlı bir çocuğun hayatına girmesiyle Carl, atıldığı macerada yalnız kalmayacaktır. Ellie’nin anısına evlerini bir şelalenin tepesindeki kayalığa taşımak isteyen Carl ve Russell kendilerini, üç tuhaf köpek ve renkli bir kuşun bulunduğu esrarengiz bir ormanda bulurlar. Onları yollarından alı koymaya kararlı bu köpekler, Charles Muntz’a ulaşmalarını sağlar.


Büyük Macera: Büyük Tutku

Muntz karakteri “80 Günde Devr-i Alem”den fırlamış görünen, yaşlı ve hırslı bir kaşif portresi çiziyor. Yıllar önce kirlenen adını temizlemek için ormandaki renkli bir kuşu yakalamak isteyen Muntz, Carl karakterinin idolü olmaktan çıkıp düşmanı haline geliyor.  Carl ise evini sırtında taşıyan bir kaplumbağa gibi. Sahip olduğu her şeyi sırtlayıp hayatının amacını aramaya koyuluyor. Bu yarı fantastik drama hayattaki ideallerimizin bizi farklı dünyalara sürükleyebileceğini ve gerçek amaçlarımızı anlamanın zor olduğunu anlatıyor.

“Yukarı Bak”, çocukların mutlaka izlemesi gereken sevgi yüklü bir hikâye. Carl, evini şelalenin tepesine taşıyamasa da, yeni dostlar edinir ve maceranın gerçek amacının hayatını değiştirmek olduğunu anlar. Muntz, Russell ve Carl’ın çabalarıyla amacına ulaşamaz. “Macera Ruhu” adlı zeplin Russell ve Carl’ın olur. Bu bir bakıma, centilmenlik ve insanlıkla donanmış maceracı ruhunu kaybeden Muntz’un hak etmediği zeplinin gerçekten maceranın ideallerden ibaret olduğunu anlayanlara kalması anlamına geliyor sanırız.


İlginç Ayrıntılar

Filmle ilgili diğer ilginç ayrıntılara gelince, Filmin Fransızca versiyonunda Carl’ı ünlü şarkıcı Charles Aznavour seslendiriyormuş. Dug adlı sevimli köpek ise yıllarca beğeniyle izlenen Pluto karakterinden esinlenerek yaratılmış. Carl Fredricksen'ın yüzü ve karakteri Spencer Tracy ve Walter Matthau’nun birleşimiymiş. Carl’ın idolü ve rakibi Charles Muntz karakteri, 1928’de Universal stüdyolarından Walt Disney’in çok beğenilen “Oswald Şanslı Tavşan” adlı çizgi film serisinin telif haklarını çalan Charles Mintz’e atıfmış. Hikayenin bazı unsurları klasik macera romanı “Kayıp Dünya” (Arthur Conan Doyle)’dan esinlenerek oluşturulmuş.

“Yukarı Bak”, yetişkin ve çocuk herkesin hayat, dostluk ve idealler hakkında büyük dersler alabileceği bir film. İyi seyirler!

Yorumlar

Popüler Yayınlar