Mutluluğun Şifresi

Laurent Gounelle’in çok satan romanı Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer, aşkın ve sanatın şehri Paris’te geçiyor. Yazarın felsefe ve psikolojiyle harmanladığı sürükleyici hikaye, umutlarını yitirmekten istediklerini elde etmeye uzanan bir kişisel gelişim sürecini konu alıyor.

Eyfel Kulesi’ nden atlayarak intihar etmek isteyen Alan Greenmor esrarengiz bir yabancı tarafından durdurulur. Bu yabancı hayatını kendi ellerine bırakması karşılığında kökten bir değişim geçireceğini vaat eder. İşinde ve ilişkilerinde kendi fikirlerini ortaya koymayı, kurban rolünden sıyrılıp yönetici statüsüne yükselmeyi öğrenen Greenmor, zorlu yollardan geçerek mutlu olmaya adım adım yaklaşmaktadır. Alan kontrolü ele geçirdikçe İgor Dubrovski hakkındaki gerçekleri de araştırmaya başlar.

Zaman zaman polisiye, zaman zaman da kişisel gelişim türüne yaklaşan tarzı, sadece ama etkileyici diliyle Laurent Gounelle, çok satanlar listesinde olmayı çoktan hak ediyor. Sorbonne mezunu bir psikiyatrist olan yazar, insan ruhunun derinliklerinde gezinirken, korkuları, özlemleri ve zayıflıkları da şefkatle kucaklamayı öğütlüyor. Gounelle, bir profesyonel soğukkanlılığında, “İnsanları değiştiremezsiniz, onlara yol gösterebilir ve sonra da değişme arzusu verebilirsiniz” diyor.

GERÇEK Mİ DAYATILMIŞ MI?

Yazarın okuyucuya yüklediği iyimser ve cesaretlendirici hava çoğu kişi için yapay görünebilir. Filozof Michel Lacroix’e göreyse bu “bir hayatta kalma reçetesi.” Lacroix, “Kitabın aşıladığı romantik psikoloji, insan ruhunun basit dramını reddediyor ancak verimli ve etkili olduğu da gözleniyor. Varoluşumuzun sınırları sadece zihnimizin yarattığı birer ilüzyondur” demişti.

Gounelle’in ustalıkla işlediği bilge İgor, kendini beğenmiş Thomas, alaycı Mickael, korkulan patron Larcher gibi karakterler hayatın içinden örnekler olarak okuyucuya daha canlı, daha gerçekçi bir bakış açısı sunuyor. İgor Dubrinsky’ nin “Onu isyan etmeye yöneltmek istemiştim. Bana karşı. Onu öyle kabul edilemez bir duruma sokmak istedim ki, anlaşmamızı bozmak için bana karşı koymaya cesaret etmekten başka çıkışı olmayacaktı. Çırağın ustadan özgürleşme vakti geldi.

Birine göz kulak olup kılavuzluk ederek, özgürlük beklentisi içinde ona rehberlik etmekte bir paradoks olduğunu rahatlıkla anlayabilirdi. Bu sıkı kontrol gerekliydi, çünkü böylelikle onu hiç yapmadığı şeyleri yapmaya mecbur etti, ama şimdi gerçekten özgür olması için benim etkimden kurtulması gerek... Onu ben özgürleştirecek değilim. Ondan gelmeli bu, yoksa... Özgürlüğünü asla gerçekten kazanmış olmayacak.”  sözleri kendi dünyasının “Tanrı” sının yarattığı bir varlığa seslenişi gibi, eline balık vermektense tutmayı  öğretmeyi amaçlayan, ara sıra NLP (Neuro Linguistic Programming-Sinir Dili Programlama) öğeleri taşıyan, zamanı geldiğinde yaratıcının ötesine geçmeyi şiddetle tavsiye eden, köleleştirmekten çok kendi ayakları üzerinde durana kadar rehberlik eden bir ekolün izlerini taşıyor.

Yeni Coelho olarak da anılan Gounelle’in  ilk kitabı “Mutlu Olmak İsteyen Adam”, önümüzdeki aylarda bir film projesiyle karşımıza çıkabilir.Son sayfaya kadar esrarını koruyan  bir roman Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer. Okuyucuyu kişisel gelişim kitaplarının başarının, mutluluğun, insanları anlamanın sırlarını maddeleyen çok bilmiş bakış açısından uzaklaştırıp, gerçek hayata dair bir hikayeyle büyülüyor. Bizleri, kendi hayatlarımızdaki, gülünç, utanç verici, korku verici, ter döktüren anları sorgulamaya itiyor. Düşündüren ve zihinlere meydan okuyan bir şiirsellik... Sıkılmadan okuyacağınız, elinizden bırakamayacağınız bir kitap.